“Bir kadının susmaya değil, haykırmaya yazılmış kaderi…”
Roman, Emniyet Amiri Aydın Can ile Cumhuriyet Savcısı Eylül Deniz’in yollarının kesişmesiyle başlıyor. Bir yanda suçla mücadelenin karanlık yüzü, diğer yanda kalplere ağır bedeller ödeten bir aşk… Ben bu kitapta yalnızca kanlı dosyaları ve suçun gölgesindeki bir aşkı değil, aynı zamanda kadın olmanın toplumdaki zorluklarını, törelere ve baskılara karşı verilen direnişi de anlatmak istedim.
Eylül, küçücük yaşlardan itibaren hor görülmüş, baskılarla sınanmış bir kadın. Yılmamış, hayallerine tutunmuş ve Cumhuriyet Savcısı olmayı başarmış güçlü bir karakter. Aydın Can ise suçun peşinde yaşayan, ama kalbinin en derininde eksik kalan parçayı arayan bir emniyet amiri. İkisini bir araya getiren, kaderin görünmez ipleri…
“Adaletin izinde bir kadın, kalbin izinde bir adam…”
“Kimi aşklar kanunlara sığmaz.”
Bu kitap, sevdayla adaletin, acıyla umudun iç içe geçtiği bir yolculuk. Gerçek polis tutanaklarına geçmiş olaylardan esinlendim. Eylül’ün hikâyesi üzerinden, hor görülmüş, susturulmak istenmiş ama asla vazgeçmemiş bütün kadınların direncini ve adalet arayışını aktarmak istedim.
Ben romanı şu cümleyle özetliyorum:
“Kul kurar, kader güler. Son sözü hep kader söyler.”
“Bu roman, yalnızca bir polisiye değil, aynı zamanda bütün kadınların haykırışı…”
Eylül – Cumhuriyet Savcısı, polisiye sevenler kadar dramatik aşk hikâyelerine ilgi duyanlara da unutulmaz bir okuma deneyimi sunacak. Çok yakında Eftalit Yayın Evi etiketiyle raflarda olacak. Hikâyenin geri kalanı romanda, keyifle okuyunuz.
