Bugün mecliste HDP Milletvekilinin sözlerine “ Umudu kuşanan, Özgürlüğe yürüyen Amed’den kadim şehirden Kürdistan’dan, Türkiye’nin dört bir yanından Özgürlük ve demokrasi için Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için yürüyen kadınlar hoş geldiniz” söylemlerini konuşurken grubu dolduran insan müsveddelerinin alkış tufanı kopararak PKK ve Apo için kutsal meclis çatısı altında yaptıkları şov kanımca Türk milletinin utancı değildir.
Bu utanç seçilmek için “Ben sizi temsil etmek için oy istiyorum” diye seçim meydanlarında “Türk milletini temsil etmek, haklarınızı savunmak için yola çıktım” diyerek siyasete soyunan ve seçildikten sonra namusu ve şerefini ortaya koyarak ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü üzerine yemin edip göreve başlayan bu konuyu umursamaz bir tavırla sadece seyreden kendilerini milletin vekili zanneden zavallıların utancı olarak kabul ediyorum.PKK ve uzantısı HDP gazi meclis çatısı altında bu cüreti gösterebiliyorsa Türk milletini temsil edecek bir siyasi parti yok demektir.
Türk milletinin sabrıyla oynanmaktadır. Türkiye cumhuriyetinin bağımsızlığına kast edilmektedir. Türk milletinin evlatları Asker Polis Korucu imam müezzin öğretmen ebe hemşire karayolları çalışanları mühendisler hatta kürt köylerinin baskınlarla hayatlarını karartan terör örgütü lideri kahpe alçak Apo denen itin aklanmaya ve cüretkar bir tavır sergiliyerek özgürlüğünün istenmesi bu milletle adeta alay ederek meydan okumaktan başka bir şey değildir. Bu milletin sabrıyla oynanmaktır. Bu milleti aşağılamaktır, Bu milleti hakir görmektir. bu milletle alanen oynamaktır net konuşmak gerekirse bu millete küfretmektir.
Türk Milleti Neler Yaşıyor? Hak Ettiğimiz Bu Mu?
Son günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan bazı olaylar, toplumun geniş bir kesiminde derin bir üzüntü ve öfke yaratmıştır. Özellikle HDP Milletvekili tarafından yapılan bir konuşma ve ardından gelen alkışlar, birçok kişinin aklında 'Biz bunu hak edecek ne yaptık?' sorusunu uyandırmıştır. Bu tür söylemler ve tavırlar, ülkenin bağımsızlığına, bütünlüğüne ve milletin değerlerine açık bir meydan okuma olarak algılanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerlerine ve Türk milletinin birlik beraberliğine yönelik bu tür ifadeler, maalesef siyasi arenada sıkça karşımıza çıkmaktadır.
HDP'nin meclis çatısı altında PKK ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan için yapılan bu övgü dolu konuşmalar, Türk milletinin sabrını zorlayan bir noktaya ulaşmıştır.
Bu durum, toplumda haklı bir tepki doğurmakta ve halkın temsilcisi olması gereken milletvekillerinin görevlerini yerine getirip getirmediği konusunda ciddi bir sorgulamaya yol açmaktadır.
Seçim meydanlarında halkın oylarını talep eden ve 'Türk milletini temsil etmek, haklarını savunmak için buradayım' diyen siyasetçilerin, mecliste bu tür olaylar karşısında sessiz kalmaları veya umursamaz bir tavır sergilemeleri, halkın güvenini ciddi şekilde sarsmaktadır. Görevine başlarken bağımsızlık ve bütünlük üzerine yemin eden vekillerin, bu tür durumlar karşısında etkisiz kalmaları, Türk milletinin haklı tepkisini çekmektedir.
PKK'nın ve uzantılarının gazi meclis çatısı altında bu kadar cüretkar bir şekilde hareket edebilmesi, Türk milletinin temsil edilmediği hissini güçlendirmektedir. Bu durum, sadece bir siyasi mesele değil, aynı zamanda toplumun değerlerine, birlik ve beraberliğine yönelik bir saldırı olarak görülmektedir. Ülkenin bağımsızlığına kast eden bu söylemler ve tavırlar, halkın sabrını zorlamakta ve adeta milletle alay edercesine meydan okumaktadır.
Sonuç olarak, Türk milletinin hak ettiği şey bu değildir. Her bir vatandaş, bu ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadele etmiş, bedel ödemiş bir toplumun parçasıdır. Bu tür olaylar, milletin sabrını taşırmakta ve halkın temsilcileri olarak seçilen kişilerin görevlerini sorgulatmaktadır.
Türk milletinin birlik ve beraberliğine yönelik bu tür saldırılar karşısında, halkın sesi daha güçlü çıkmalı ve gereken adımlar atılmalıdır.
Tanrı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin.
İbrahim Erdem Karabulut