Adam Simith ; Ticari Malların geçtiği sınırlardan askerler geçmez Barış dostluk kazanç geçer Der
Piyasa Liberalizm ve Demokrasi üstünde yazı yazmak düşünmek sorgulamak istiyorum...
Aslında Türkiyede bu güne kadar doğru düzgün bir Piyasa Ekonomisi uygulama alanı bulmadı Demokrasi ise sadece seçimden seçime sandığa oy atma olarak düşünüldü Liberal Demokrasinin anladığı anlamda Özgürlükler Anayasal Devlet Devletin Sınırlanması Hukuki Murakebe Hiç HİÇ olmadı kendiliğinden işleyen Piyasa Ekonomisi de olmadı ..
Cumhuriyetin 100 yıllık geçmişinde tüm yaşam alanları Siyaset, Özgürlükler, İnsan Hakları, Yargı sistemi, Parlemento bugünkü gibi devletin kontrolunde idi Piyasada Bu devlet kontrolu uygulaması dışında değildi...
Yöneticiler Politikacılar Siyasetçiler Serbest Piyasadan Liberal Demokrasiden bulaşıcı hastalıktan kaçar gibi kaçtılar..
Hatta Liberalleri iç düşman tanımlaması içine aldıkları dönemler de oldu..
Bu OTORİTER uygulamalarda Başlıca Sebep Osmanlıdan alınan İTTİHAT TARAKKİ Geleneği ve Dünyayı yeterince tanımamak daha önemlisi iktidar nimetini yakınları yandaşları ile paylaşma hastalığı...
Oysa Batı Medeniyetinin Gelişmişliğinin Refah seviyesinin altında yatan temel dinamik Piyasa Liberalizmi ve Siyasi Liberalizm LİBERAL DEMOKRASİ idi..
Batı MEDENİYETİ Aydınlanma hareketi ve J. Locke ile öne çıkan İnsanın doğuştan gelen vazgeçilmez devredilmez Hakları ve ÖZGÜRLÜK anlayışını hayata geçirilmesi ve Özgürlükleri korumaya alması Batı yönetim sistemini DEMOKRASİYE Taşıdı..
1789 Fransız devrimini getirdiği Özgürlük Kardeşlik Barış düşüncesi Çoğulculuk katılımcılık HUMANİZMA İnsan sevgisini içine alan yeni bir yönetim anlayışı LiBERAL DEMOKRASİYİ doğurdu
Devredilmez Özgürlükler, İnsan Hakları, Düşünce ve İfade Özgürlüğü, Din ve Vicdan Özgürlüğü, Bireyin kendi kaderini tayin hakkı, Özgür Seçme Seçilme hakkı, Halk için yönetim, Basın Özgürlüğü, Rekabet, Açık ve serbest Pazar, Sınırlı Devlet ve Anayasal Devlet, HUKUK DEVLETİ Liberal Demokrasinin öne çıkardığı yaşam kalıpları... olmazsa olmaz devlet Yönetim şartları idi
Oysa Türkiyede siyaset kadrolarınca tüm Liberal değerler suistimal edilerek yozlaştırıldı... Özelleştirme KAP KAÇ ZENGİNLİK Aracı oldu... Özgürlük anlamı dışında siyasi kavga aracı oldu
Devlet işletmelerinin özel kişilece işletilmesi ve rekabete açık dünya standartlarına uygun hale getirilmesi Siyasi yönetimce yandaşa yok pahasına satılıp fabrikanın kapanması arsasına inşaat yapmaya dönüştürüldü
Özgürlükler ülkeyi böler anlayışı ile ülke yasaklar cumhuriyeti oldu..
Anayasaya uygunluk rafa kaldırıldı.. Adalet ve Hukuk sistem dışı düşüncelerle KANUN BENİM anlayışına dönüştü Parlemento Milletvekilliği Parti Genel Başkanlarının Ulufe dağıttığı makam haline geldi
Maalesef Türkiye bir siyasi belirsizlik içinde Tek Adam otoriter sisteme taşındı.
Cumhuriyetin Son 65 yılı BEŞ Darbe içinde Tehdit Korku Baskı altında yaşayan bir ülkede demokrasi olmayacağı gibi Cumhuriyette hayat bulmaz dı Cumhuriyetin olmadığı bir ülkede de vatandaşlık kavramı ve ulus olma bilincide darma dağınık olur
Korkunun Gururun Nefret ve Milliyetçiliğin hakim olduğu popülerizm denilen ÇOĞUNLUK TİRANI bir yönetim anlayışı içinde yaşıyoruz.
Türkiye 20 milyon insanına Bedava Yiyecek Giyecek veren bir ülke olmuş bedava yaşam Tenbelliktir Üretimden uzaklaşma insanlıktan kaçmadır
Bedeva yaşamın maliyeti tüm insanlara yansıyan vergidir vergide çalışan mükelleflerin üstünde kalan yüktür...
Türkiye kendini değiştirmelidir.. yenilemelidir.. Ortadoğu zihniyeti Otoriter yönetim anlayışı TİRANLIKTAN çıkmalı RIZA ve MUVAFAKATA Dayalı halkın bizzat yönetimi olan Demokrasiye dönmelidir
Katılımcı Şeffaf hesap veren insancıl Demokrasiye LİBERAL DEMOKRASİYE Dönmelidir..
Fransız Kamu Yönetim Hocası Leon Dugiu ; Nasıl Denize girmeden yüzme öğrenilmezse Demokrasiyi öğrenmek için demokrasi uygulaması içinde olmaya ihtiyaç var der...
Bugünün siyasi sistemini Adalet içerikli HUKUK DEVLETİ haline taşırsak.. Yolsuzluğa Suistimale Kanunu Dolanma ve Hilesine ENGEL ve set çekecek karekter kazanmaz mıyız...
Yargıyı Bağımsız Özgür ve Özerk kılarsak Hukukçuları İyi bir eğitim içinde Bilge hale taşırsak o ülkede Keyfi İdare Korku Nefret birbiri ile düşman olanlar.. Düşmanlıklar kalır mı...
Anayasa Mahkemesi kararları uygulama alanına taşınırsa...
Keyfi İdare, ADAM KAYIRMA, Eş dost kollama ülkede kol gezer mi..
Parlemento Milletvekilliği seçimini Doğru Dürüst kurarak halkın katılımı ve ŞEFFAFLIK üzerinden inşa eder Genel Başkan vesayetinden kurtarırsak O Parlemento iş takibinden ADİL ve Düzgün Kanun yapılan mahal ve Haksızlıkları önleme mahalli haline gelmez mi..
Hukuku Evrensellik noktası içinde görürseniz evrenselliğe taşırsanız ÖZGÜRLÜK İnsan Hakları İnsanca Yaşamı Teminat altına almış olmaz mısınız..
Devleti ve görevlerine sınırlar koyaranız iktidarın gelişi güzel piyasaya müdahelesini kontrol altına almasına engel olmaz mısınız...
Bu günkü gibi gün aşırı petrol zammı, gıda zammı, elektrik, şeker, un vs. zammı yaşar mısınız Devleti Sınırlarsanız vatandaşın şahsiyetini öne çıkarır
İnsanca yaşam ve Liberal Demokrasiyi. Teşvik etmez misinız..
Evet son olarak Özetle mutlu yarınlar için Adalet Demokrasi Özgürlük ve İnsanca Yaşam temennisi ile okuyanları selamlıyorum.
Yusuf Ziya Kıvanç