İbrahim Erdem KARABULUT


Türk Halkı Ayağa Kalkmalıdır


Sessizliğin ve Umursamazlığın Sonu Gelmelidir.

Son yıllarda toplumumuzda gözle görülür bir vurdumduymazlık ve umursamazlık hâkim. Yaşanan olaylar karşısında gösterilen tepkisizlik, adeta bir suskunluk yemini etmiş gibi bir tavra dönüştü. Olan biteni görmemek için kafamızı kuma gömüyor, yaşananlara kayıtsız kalıyoruz. Hayret ve şaşkınlıkla izlediğimiz olaylar, bir süre sonra kanıksanıyor ve normalleşiyor.
Ancak bu durum, toplumumuzun geleceği adına ciddi bir tehlike oluşturuyor. 'Bu kadarı da olmaz' dediğimiz olaylar karşısında bırakın harekete geçmeyi, parmağımızı bile oynatmaktan kaçınıyoruz. Peki, bu sessizlik nereye kadar sürecek?
Toplumda öyle bir yozlaşma ve ahlaki çöküş yaşanıyor ki, bazı kişilerin söyledikleri ne anlaşılabiliyor ne de bir anlam ifade ediyor. Bu kişiler, kendi çıkarları uğruna toplumun değerlerini hiçe sayarken, onların söylediklerini yorumlayan kalemşör gazeteciler ise halkı daha da karmaşık bir duruma sürüklüyor. “Aslında onu değil bunu demişti, şunu kastetmişti” gibi ifadelerle yapılan açıklamalar, halkın kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bu noktada, söyleyen mi yoksa söyleten mi daha sorumlu diye düşünmek bile anlamsızlaşıyor.
Türk halkı olarak, bireysel bir yaşamın içine sıkışmış, organize olamayan bir toplum hâline geldik. Dış güçler meselesini sıkça dile getiriyoruz, ancak içimizdeki yozlaşmış bireylere karşı yeterince tavır koyamıyoruz. Toplumun ahlaki yapısını ve değerlerini hiçe sayan bu kişiler, ne yazık ki bizim içimizden biri. Onların cüretkâr tavırları, toplumda derin yaralar açarken, biz sadece izlemekle yetiniyoruz.
Toplumumuzun değerlerini koruma konusunda daha duyarlı bir yaklaşım benimsememiz gerektiği artık kaçınılmaz bir gerçektir. Örf, adet, töre ve geleneklerimiz, binlerce yıllık bir mirasın taşıyıcıları olarak, sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de şekillendiren unsurlardır. Ancak günümüzde bu değerlerden uzaklaşan bir yaşam biçimi ve özenti kültürünün etkisi altında olduğumuz gözlemlenmektedir.
Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal anlamda kimlik kaybına yol açmakta, bizi köklerimizden uzaklaştırmaktadır.Türk milletinin binlerce yıllık tarihine baktığımızda, güçlü bir kültürel bağın ve dayanışmanın toplumları nasıl ayakta tuttuğunu görmek mümkündür. Ancak bugün gençler arasında yaygınlaşan 'yurt dışına kapağı atma' düşüncesi ve özenti yaşam tarzları, bu köklü bağları zayıflatmaktadır.
Akademik çevrelerde bile kimi zaman bu tür düşüncelerin teşvik edilmesi, gençlerimizi kendi değerlerinden uzaklaştırmakta ve onları başka kültürlerin etkisi altında bırakmaktadır. Oysa ki, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin, özenti bir yaşam yerine kendi kültürünü benimseyen, Türk örf ve adetlerini yaşatan bireyler olarak yetişmesi, hem bireysel hem de toplumsal anlamda büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’nin, diğer Türk devletlerine örnek olabilecek bir ekonomik ve kültürel model oluşturması, bu bağlamda önemli bir hedef olarak karşımıza çıkmaktadır. Yozlaşmış bir Türkiye değil, güçlenen ve dünya çapında övgüyle bahsedilen bir Türkiye, Türk dünyasının gururu olmalıdır. Bu hedefe ulaşmak için sadece ekonomik kalkınma değil, kültürel değerlerin korunması ve yaşatılması da öncelikli olmalıdır. Devletimizin arşivlerinde yer alan binlerce yıllık bilgi ve tecrübe, bu konuda yol gösterici olabilir. Ancak bu mirası yaşatmak ve geleceğe taşımak, bireylerin sorumluluğundadır.
Her bireyin, çevresindeki insanlara örnek olarak bu değişimi başlatması gerekir. Sessiz kalmak, yozlaşmanın devam etmesine izin vermek anlamına gelir. Bu nedenle, karınca misali tarafımızı belli etmeli ve değerlerimizi koruma mücadelesine katkıda bulunmalıyız. Unutulmamalıdır ki, köklerinden kopmuş bir toplum, geleceğini sağlam temeller üzerine inşa edemez.
Bu mücadele, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur.
Ahlaksızlık, nasır tutmuş kalpler, dumura uğramış akıl ve sıradanlaşmış vakalar… Tüm bunlar, toplumumuzun giderek daha da yozlaşmasına neden oluyor. Yaşanan olaylara artık bir isim koymak bile zor hâle geldi.
Çünkü bu olayların hiçbir dilde tam karşılığı yok. Bu noktada, Türk halkının artık ayağa kalkması, sessizliğini bozması ve değerlerine sahip çıkması gerekiyor. Bir millet, ancak kendi değerlerini koruyarak ve birlik içinde hareket ederek güçlü kalabilir. Şimdi, bu sessizliği bozma zamanı!

İbrahim Erdem Karabulut

'Bilim Şenliği' Çankırı'da düzenlendi.

Peki Bilgisayar Ülkemize Ne Zaman Geldi.

Geleneksel Güneş Saati Nasıl Çalışır

HAVA TAŞITLARI VE HAVACILIK TARİHİ 

Uluğ Bey Neden Bilinmiyor

Bir Psikoloğun Kaleminden

'Atılgan Gençlik' Projesi.

Mikro Çığlıklar

Sınav Sistemi Masaya Yatırıldı

Genç Ar-Ge Söyleşileri' de Yaygınlaşıyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 9 8 0 1 18 25
2.TRABZONSPOR A.Ş. 9 6 1 2 8 20
3.FENERBAHÇE A.Ş. 9 5 0 4 8 19
4.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 9 5 2 2 1 17
5.GÖZTEPE A.Ş. 9 4 1 4 8 16
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 9 4 1 4 4 16
7.BEŞİKTAŞ A.Ş. 8 4 3 1 2 13
8.CORENDON ALANYASPOR 9 3 2 4 2 13
9.TÜMOSAN KONYASPOR 8 3 3 2 3 11
10.HESAP.COM ANTALYASPOR 9 3 5 1 -5 10
11.KASIMPAŞA A.Ş. 8 2 3 3 -1 9
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 8 2 4 2 -3 8
13.GENÇLERBİRLİĞİ 9 2 5 2 -4 8
14.KOCAELİSPOR 9 2 5 2 -6 8
15.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 8 1 4 3 -2 6
16.İKAS EYÜPSPOR 8 1 5 2 -7 5
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 9 0 4 5 -14 5
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 9 1 8 0 -12 3

YAZARLAR