Aysun Rabia Güler

Tarih: 28.07.2025 17:08

Ağlayan Heybe

Facebook Twitter Linked-in

    Bir minik heybeye bakıp bakıp neden ağlar insan ... İleri yaşına rağmen kalın camlı gözlükleri ve nasırlaşmış elleriyle   beş şişle ,binbir emekle örülmüş, kırmızı kilim desenli bir küçük heybeye bakıp bakıp neden ağlamalara gark olur  insan...  Berâber geçirilmiş ayların yılların hatıraları canlanıverir aklımın anı defterinden apansız...
Ahenkli zarif şiş seslerinin tınılı şıkırtısı su sesinin dinginliği misaliydi uzun kış gecelerinde...Boynuna doladığı ipi bittikçe ,yumaktan tekrardan çekiştirirdi... Kayınvalidem ne bilirdi ki gelini o gittikten sonra asılı duran hatırasına bakıp bakıp ağlayacak ve onu dualarla göz yaşlarıyla hatırlayacak!Bilmiştir elbet ,bir hatıram bir eserim olsun demiştir...Bilmez mi eskiler, tıpkı benim ninelerimin bana söyledikleri gibi, 'Rahmet okursunuz yavrum' hakikaten de ,rahmet okuyoruz....İz bırakmak ne mühim bir işmiş her seccademi açtığımda dua ederim onlara ...Kaimvalide  demiş atalarımız ,anne yerine geçen ,anen gibi ,her durum ve şartta ,annen olmalı , annen saymalı....Zaten öyle olmadığında da evlilikler   evlilik olamazdı ki. .. Kayınvalidem ilk tanışmamızda sanki ezelden beri tanıyormuşcasına  bana sevgi ve muhabbetle sarılmış, eşime dualarımdakinden de fazlası oğlum diyerek mahcup etmiş, bizleri kızlarından da ayrı tutmamıştı...
Çocuklarının evlerinde baştacı edilse de  ,  eli hiç boş durmaz  tüm torunlarının çeyizlerine göz nuru el emeği yün işler yapardı....   Yakın vakitte evlenen  kızımın çeyiziyle kayınvalidemin tüm el emeklerini gönderirken  gönderemediğim ,kızıma 'müsade edersen   o da bize hatıra kalsın' diyerek bıraktırdığım, küçük, boncuklu heybe  oracıkta asılı bana hep seni hatırlatacak ...Ne muhteşem bir iz bir esermiş aslında, gidip gelip okşayarak ,sanki ellerini okşuyorum hissine beni gark edecek bir hatıra...Beni gecenin iki  buçuğunda sağanak yağışlı bir duygu seliyle  yazmanın şifasına   sığındıran bir hatıra ...Aslında o heybeye her ilmekle hayatımızı, geçen ömrümüzü, sohbetlerimizi, hatıralarımızı, emek ve sevgilerimizi en önemlisi fâniliğimizi de işlemişsin , sen gidince ilmekler konuşur oldu anne ....
Hem anne hem babaydın evlatlarına ...
Yıllar yılları acılarla kovaladı, yokluklar ,kıtlıklar,gençliğini alıp götürdüler  ömür tomarından değil mi anne...Gençlik geçince geriye ne kalır ki  hayattan...Dile kolay seksendört sene, bir yel gibi esti geçti değil mi anne...  Bu dünyadan bir Fatmaana geldi, geçti...Analık , kaderinin en güzel gülüymüş ,daha adınla sana verilmiş bir pâyeymiş anne ..Biliyormusun, sana ölümü hiç konduramadım ben,  iyileşmeni ümit edip haber beklerken hastanelerden, daha bir kaç gün önce  rüyamda'  Ben gidiyorum hakkını helal et kızım derken'bu acı gerçeği, kendimi kandırdıp  , kendimden bile saklıyordum ,tâki son  yatışına   kadar anne   ...İnan şimdi öyle bir boşluk var ki yeri  doldurulamayan ...Gece namazlarına  usulca kalkışların, sabahları dua dua yakarışların, kuşluğun,evvabinin,elinden düşürmediğin Kur'an'ın, kitapların, tesbihlerin,uygun bulduğun herkese nasihatlerin,altı hayırlı  evlat ve evladlarının evladları, senden hatıra sana şahit kaldı... Şimdi bize her sabah namazından sonra ismen teker teker kim dua edecek anne....
Ardından sadaka-i cariye bırakanlara ne mutlu, sen o mutululardansın inşallah anne...      
Sohbeti çok severdin ya  şimdi hatıraların  bizimle  ,biz onlarla avunacak  ve   dualarımızla seninle  konuşacağız.....                          
Bilhassa kayınvalidem Fatmaana Hamurcu'nun ve cümlemizin ölmüşlerinin ruhlarına elFatiha

Aysun Rabia Güler


Aysun Rabia Güler
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —