Müjdat ÖZTÜRK

Tarih: 22.03.2022 23:02

BAŞÖRTÜLÜ POLİSLERİN BAŞÖRTÜLÜLERİ COPLAMASI...

Facebook Twitter Linked-in

OTORİTE KARŞITLIĞINDAN OTORİTENİN KENDİSİ OLMAYA; BAŞÖRTÜLÜ POLİSLERİN BAŞÖRTÜLÜLERİ COPLAMASI...

Başörtülü bir polisin bir başka başörtülü kadını copladığı görüntüler sosyal medyada büyük tepki topladı.

Adana’da Furkancılar olarak bilinen bir kesime polisin uyguladığı orantısız güç iktidar saflarında bile tepkiyle karşılandı.

Ama görüntüler içinde en çarpıcı ve en travmatik olan başörtülü polislerin başörtülü kadınlara uyguladığı şiddetin dozajıydı.

Bugüne kadar başörtülülerin maruz kaldığı haksızlıklara dayalı bir siyasi söylemi sahiplenen muhafazakâr bir iktidar döneminde yine başörtülü kadınlar üstelik başörtülü kadın polisler tarafından coplanıyordu.

Geçmişte mağduriyete uğramış insanların gücü eline geçirince nasıl insanları mağdur ettiğini gösteren bu görüntüler bana Hollywood yapımı Experiment filmini hatırlattı.

**

İnsan, gücü eline geçirince şiddete açık bir varlık. 

Amerikalılar insanlar üzerinde yaptıkları deneylerle bu gerçeği ispatlamışlar.

Stanford Üniversitesi Psikoloji Bölünü Profesörü Philip Zimbardo koşullar oluştuğunda ve insanın kontrolsüz güce sahip olduğunda ne kadar zalimleşebileceğini gösterebilmek için bir deney planlar.

İşte başörtülü polisin başörtülü kadınları coplarken hatırladığım Experiment filmi konusunu bu deneyden alıyor.

Experiment, Almanların meşhur “Das Experiment” filminin yeni versiyonu Hollywood yapımı psikolojik bir gerilim filmi.

Bir deney için toplanan gönüllülerin hapishane koşullarındaki davranışlarını ve ruh hallerini, başlangıçta hepsi eşit olan 26 deneğin içinde bulunduğu pozisyona göre nasıl değişebildiğini sürükleyici bir dilde anlatan bir film.

Experiment, Zimbardo’nun deneyinde insanın içindeki şiddet ve otorite kurma düşüncesinin ortaya çıkışını sürükleyici biçimde anlatan ve gücü eline geçiren insanların (sıradan insanların) nasıl değişebildiğini ortaya koyan sıra dışı güzel bir film.

Sıradan insanların iktidarı elde edince aslında şiddete ne kadar yatkın olduğunu ortaya koyan bu deneyi Almanlar da 2001 yılında Das Experiment” ismiyle beyaz perdeye taşımış. 

Bir hapishane deneyi sayesinde insanların eline güç geçtiğinde nasıl değişebileceğini,

Dün birlikte oldukları insanlara nasıl eziyet edebildiğini hayret ederek seyrediyorsunuz..

**

Paraya çok ihtiyacı olan 26 gönüllü denek için bir hapishane hazırlanıyor. 

Bu hapishane de iki hafta geçirecek denekler gardiyanlar ve mahkûmlar olarak ikiye ayrılıyor. Deney bittiğinde 14 bin dolar alacak olan deneklere kesinlikle şiddet kullanılamayacağı aksi halde deneyin hemen sonlanacağı ve deneklerinde paralarını alamayacağı söyleniyor. 

Deneklerin paraya ihtiyacı olduğu için kurallara riayet etmesi bekleniyor.

Deney sırasında gardiyan rolü üstlenen denekler gerçek ile deney arasındaki çizgiyi o kadar kadar kaybediyorlar ki diğer sözde mahkûm denekler üzerinde kuralları öne sürerek otorite kurmaya çalışıyorlar.

Hatta mahkûm deneklere tecavüze varan şiddet uyguluyorlar ve bu davranışlarını kendi iç dünyalarında meşrulaştırıyorlar.

Şiddet üzerinden kurulan gardiyan otoritesi günler geçtikçe deney öncesi sıradan bir hayat süren gardiyan deneklerde davranış bozukluğuna dönüşüyor.

Deneklerin en sessizindeki otorite kurma düşkünlüğü ise gerçekten ilginç.

Bir insan nasıl böyle değişebilir ki diyorsunuz.

Diyorsunuz ama gerçek hayatta da buna benzer dönüşüm geçirenleri, dışarıda başka içeride başka davrananları düşündüğünüzde mümkün olduğuna kanaat getiriyorsunuz.  

Aslında film egoların dışavurumunu anlatıyor.

İktidar olmanın insan davranışları üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.

İnsanların baskı altında kaldığında karakterlerinin dönüşebileceğini, 

Başkalaşabileceğini,

Kendilerinden oynamaları istenen rolleri içselleştirdiklerini ve rolün gerektirdiği gibi davranabileceklerini ortaya koyuyor.

Beklenti içindeki insanların otorite karşısında düştüğü zaafları ve haksızlıklara göz yumabileceğini gösteriyor.

**

Hepimizin hayatında gücü eline geçirdiğinde başkalaşan insanlar mutlaka vardır.

Otorite kurmak ve mevcut otoriteye yaltaklanmak adına en yakınına kıyan insanlar.

Güçsüzken zavallılaşan, mağduru oynayan ama gücü eline geçirdiğinde etrafındakileri tanımayan o gücü hiç kaybetmeyeceğine inanan, güç elinden kayıp gittiğinde basitleşen insanlar.

Çingene’yi padişah yapmışlar önce babasını kesmiş atasözümüz bu insanları anlatır.

Aramızda çoktur böyleleri.

Hayatın kendisine böylesine bir fırsat sunacağı günü bekleyen insanlar.

Bu fırsatı yakalayana kadar etrafında yaşananlara göz yuman insanlar.

Filmi bu insanları düşünerek ve başörtülü polislerin başörtülü kadınları coplamasını hatırlayarak seyredin.

Müjdat ÖZTÜRK

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —