İbrahim Erdem KARABULUT

Tarih: 10.04.2024 22:18

BAYRAMLARIN TADI NEDEN KAÇTI

Facebook Twitter Linked-in

Bir zamanlar büyük bir heyecan ve coşkuyla kutlanan bayramlar, günümüzde aynı tat ve mutluluğu neden vermez hale geldi? Şeker Bayramı ya da Ramazan Bayramı olarak adlandırılan bu özel günlerde, eskiden baklavaların, şekerlerin, çikolataların tadı damağımızda kalırken, şimdi bu tatlar neden kayboldu? Bu soruyu kendimize hiç sorduk mu? Çoğumuz sadece 'Ah, nerede o eski bayramlar!' diyerek geçmişe özlem duyarız, ama asıl nedenleri irdelemeyiz.

Geçmişteki bayramlarla bugünkü bayramları kıyasladığımızda, aslında birçok şeyin değiştiğini fark edebiliriz. Eskiden bayramlar, geleneklerimize, örf ve adetlerimize sıkı sıkıya bağlıydı. İnsanlar, yardımlaşma ve paylaşma duygusunu içselleştirmişti. Mahalledeki ihtiyaç sahiplerine kurban payının en güzel yerleri gönderilir, komşularla paylaşılırdı. 'Pay edene pay kalmaz' diyerek yapılan bu paylaşım, insanlara manevi bir huzur ve mutluluk getirirdi. Ancak bugün, bu değerlerden uzaklaştık. Kurban etlerini derin donduruculara stokluyor, sadece göstermelik birkaç parça dağıtıyoruz. Yardım etmekten çok, 'kurban kestik' diye konuşulmak peşindeyiz.

Ramazan ayında oruç tutmayanların bile lüks otellerde gösterişli iftar sofraları düzenlemesi, samimiyetsizliği ve gösterişi hayatımızın merkezine yerleştirdi. Tutulmayan oruçların fitresi verilmezken, şatafatlı sofralarda reklam yapmak bir alışkanlık haline geldi. Bu durum, bayramlardan alınan manevi hazzı da yok ediyor.

Çocuklara gelince... Onları doyumsuzluğa alıştırarak, bayram harçlıklarının bile yüzlerinde bir tebessüm oluşturmadığını görüyoruz. Henüz 15 yaşına bile gelmemiş çocuklara alınan pahalı telefonlar, lüks hediyeler, onların bayram sevincini gölgeledi. Artık bayramlar, paylaşmanın, yardımlaşmanın, samimiyetin değil; gösterişin, tüketimin ve doyumsuzluğun bir yansıması haline geldi.

Toplum olarak örf, adet ve geleneklerimizden uzaklaştıkça, sadece bayramlarda değil, hayatın her alanında mutluluğu kaybettik. Sahur sofralarının samimiyeti, ailece yapılan iftarların huzuru, helal kazancın bereketi, yardımlaşmanın verdiği manevi tat artık yok. Bu değerlerden uzaklaştıkça, ne bayramlardan ne de hayattan keyif alabiliyoruz.

Oysa çözüm çok basit: Herkes önce kendini düzeltmeli. 'Toplumun tamamı böyle, benim değişmem neyi değiştirir?' diyerek sorumluluktan kaçmak yerine, bireysel olarak doğru olanı yapmalıyız. Kapımızın önünü süpürmeden, bayramlardan eski tadı beklemek hayal olur.

Aslımıza dönmek, manevi değerlerimize sahip çıkmak ve paylaşmayı yeniden öğrenmek dileğiyle... Bayramların eski tadını yeniden bulabileceğimiz günlere ulaşmak ümidiyle. Sağlıcakla kalın.


 
İbrahim Erdem Karabulut

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —