Müjdat ÖZTÜRK

Tarih: 24.01.2022 11:35

SİYASETTE BİR PROPAGANDA TEKNİĞİ; DAMGALAMA..

Facebook Twitter Linked-in

Propaganda çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan önceden planlamış bir mesajlar bütünüdür. Propaganda bilerek çarpıtılmış veya saptırılmış bilgiler içerir.

“Damgalama” propaganda tekniklerinden biridir.

Bu teknikte propagandanın hedefindeki şahıs ya da kurumlar toplumun kabul etmediği, nefret uyandıracak suçlamalarla damgalanmaya çalışılır ve o şahıs veya kurum hakkında bir yargı oluşturulması amaçlanır.

**

Psikoloji ve sosyoloji alanında kendisine fazla yer bulamamış olan Damga Teorisi siyasette çok sık rastlanılan, çok sık başvurulan yöntemlerden biridir.

Türk siyasetinde de partiler birbirlerini itibarsızlaştırmak, seçmen nezdinde güvenilirliklerini zedelemek için damgalama yöntemine başvurmayı sever.

Damgalamayı şöyle tanımlayabiliriz; bireysel düzeyde bir insan diğerlerinden ayıran, o insanın istenmeyen bir niteliğe sahip olduğunu gösteren etiketleme.

Teorinin sahibi Goffman, damgalama olgusunda klasikleşen kitabı “Damga: Örselenmiş Kimliğin İdare Edilişi Üzerine” adlı eserinde damgayı şu şekilde tanımlamıştır: “İtibarsızlaştırıcı etkisi çok fazla olan bir niteliktir. Böylelikle damgalanan kişi örselenmiş bir kimliğe sahip olmaktadır demektedir.”

Kişi veya grupları değersizleştirmek, dışlamak hedefiyle kullanılan damgalama tutumu damgalananı toplumsal nezdinde itibarsızlaştırır. Statü kaybına yol açar.

Mesela cezaevinden çıkmış kişi sabıkalıdır, evlenememiş kız evde kalmıştır, bir ayağından engelli kişi topaldır.

Damgalama ile ilişkili bir diğer kavram etiketlemedir.

Grup normları dışında davranış gösterenlerin grup değerlerine uyum gösterenlerden ayrıştırılmasını, sınıflandırılmasını hatta dışlanmasını içeren etiketleme de bir damgalama biçimidir.

Mesela bir siyasi parti de mevcut yönetimin uygulamalarını benimsemiyor ve bunun değişmesi yönünde davranıyorsanız mevcut yönetimin bu davranışı gösterenleri “muhalif” olarak etiketlemesi ve yönetim kanallarından dışlaması bir damgalamadır.

Dini anlayışta kutsal metinleri hâkim gelenek gibi anlamayan, yorumlamayan gazeteci, yazar, sanatçıların mülhit veya zındık olarak dışlanması bir damgalamadır.

Bir iktidarın politikalarından rahatsız olanların veya iktidar veya muhalefet partilerinin birbirlerine değişik isimler takması ve bu isimlerle seslenmesi ya da bir siyasi partiyi bir kavramla eşleştirip aralarında bağ kurma çabası birer damgalamadır.

Damgalamanın etkisi o kadar büyüktür ki grup ve toplumlarda damgalanma korkusu bireylerde bastırıcı etki oluşturur. 

Dışlanma korkusu ile birçok insan gerçek düşüncelerini seslendiremez. 

Damgalanmış olmak içinde bulunulan gruptan dışlanmayı getireceğinden damgalama bu yönüyle sosyal kontrol sağlama özelliğine de sahiptir.

**

Damgalama üzerine yapılan çalışmalar damgalama eyleminin çıkarlarını koruma ve kendi statülerini koruma altına alma davranışlarından kaynaklandığını ortaya koymaktadır.

Damgalamaya başvuranlar damgalamanın koruyucu etkisinin farkında olarak bu davranışı gösterirken damgalanma korkusu da grubun belirlenen kurallara uymasını sağlamaktadır. 

Hatta grup damgalanmamak yani dışlanmamak için damgalamayı onaylamakta, damgalamaya katılmaktadır.

Damga Teorisine göre damgalanan birey de bu damgalanmaya karşılık vermekte üç aşamalı bir davranış göstermektedir.

Ya damgayı reddedecek, ya kabul edecek, ya da kendisi de karşı tarafa damga üretecektir.

Grup içi damgalama eylemlerinde damgalananın damgayı kabul ederek kendisine çeki düzen vermesi sıkça görülürken,

Siyasette damgalama eylemlerinde damgalananların karşı atağa geçerek damga üretmesi daha çok başvurulan yöntemdir.

Damgalama siyasette politik bir araç olarak karşısındakini etkisizleştirmek için kullanılan ve sürekli bir günah keçisi yaratmaya yönelik bir propaganda tekniğidir.

Önce bir sıfat, bir tamlama üretir, sonra yaygınlaştırırsınız. Damgalamanın hedefi olan kişi ya da kurumun adı geçtiğinde eğer bu sıfatlar veya tamlamalar toplumun zihninde canlanıyorsa damgalama amacına ulaşmış olur.

Mesela Türk siyasetinde muhalefetin terörle arasında bağ kurulması, Sivas’ın ötesine geçilememesi, kandan beslenme, Bay Kemal gibi benzer seslenişler,

Veya geçmişte söylenen  “Allah aşkına, MHP ile eli kanlı devlet düşmanı DHKP-Cnin bir araya geleceğini söyleseler inanır mıydınız? Artık inanın, zira bir araya geldiler, aynı safta buluştular”

Yada “CHP ve MHP kendi iradesiyle hareket etmiyor… İradeleri yoktur, talimat alır, emir alır öyle hareket ederler” gibi sözler muhataplarını damgalama amacı güden ve itibarsızlaştırmayı amaçlayan damgalama yöntemleridir.

Siyasette bu dile rağbet edilmesi sonuç alınması sebebiyledir. 

Bu dile itibar edilmemesi ve oluşturulmak istenen algının toplumsal reddi bu dili etkisizleştirecek, siyaseti de kaliteli bir zemine oturmasını sağlayacaktır.   

 

Müjdat ÖZTÜRK


 
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —