İbrahim Erdem KARABULUT
Tarih: 29.06.2024 14:03
Ticaret Bakanlığı Üç Maymun'umu Oynuyor?
Ticari ahlaksızlık almış başını gidiyor.
Kimin ne yaptığı belli olmayan bir süreci yaşadığımız ülkemizde Ticaret bakanlığının yaşananları görmemesi ve önlem almaması düşündürücüdür.
Rekabet kurulu denilen oluşum ile serbest fiat şartlarının oluşuna dair yapılan düzenleme ülkede kaliteyi yakalamak için düzenlenirken ülkede adeta kaosa dönüşen bir yapı oluşmasını sağladı. Bu yaşananlara Ticaret bakanlığının sessiz kalıp izlemesi ise kafalarda ciddi soru işaretleri bırakmaktadır.
Vatandaş huzursuz.
Vatandaş mutsuz.
Vatandaş umutsuz.
Vatandaş çaresiz.
Bu yaşananları ülkemizde başta tarafsız medya olmak üzere milyonlarca sosyal medya kullanıcısı ifade ederken Ticaret bakanlığının veya ilgili kurum ve kuruluşların adeta üç maymunu oynayan 'Görmedim-Duymadım-Bilmiyorum ' yaklaşımı kısa sürede yaşanacak büyük kaosun bir habercisi olarak yaklaştığı bilinmelidir.
Ülkemizde adeta 'Kör tuttuğunu' misali ticaret yapılması başta ticaret bakanlığı olmak üzere devleti yöneten siyasi otoritenin kontrolündeki her birimin sorumluluğunu taşıması bu konuda acil bir eylem planını harekete geçirmesi gerekmektedir.
28 Haziran Cuma akşamı Ankara GMK Bulvarı üzerinde bulunan Valentino tekel bayii sigaraların rafta tıka basa dolu olduğu halde satmayışına gerekçe olarak 'Sigara satışımız yasaklandı' ifadesi üzerine bir ara sokakta sigaranın satıldığını gördüğüm markette sigara ihtiyacımı giderecek sigaramı alınca aynı tekel bayiine sigara yasağı hangi kurum ve kuruluştan geldi sorusunu sorup yanıt almak istediğimde ise yanıt 'Hiç kimseden yasak gelmedi kendim kendime yasakladım zam gelecek duyumu aldım satmıyorum' ticarette gelinen ahlak işte bu durumda.
Bunun üzerine hani çözüm üretmek için tek hatta dönen 112 ihbar hattını arayıp durumu izah edince sizin 175 nolu hattı aramanız gerekir yanıtı almam üzerine 175 nolu ticaret bakanlığı ihbar hattını aradığımda ise E.Devlet üzerinden dilekçe oluşturmam gerektiği bilinen dijital operatör tarafından aktarıldı.
Bu durumda günün stresi, yorgunluğu, trafik çilesi çekmiş biri olarak dinlenmek yerine bir şikayet dilekçesi oluşturmaktan kaçınan milyonlarca Türk vatandaşı gibi bende idilekçe oluşturmaktan mtina ettim.
Hastalık niteliğinde alışkanlığımız olan telefonuma gelen mesajları kontrol ettiğimde ise Türk telekomdan gelen yılda bir defa fatura kesildikten sonra kesilip zamanında ödenmeyen her fatura için 139 Lira 75 Kuruş açma kapama bedelinin faturaya yansıyacağını öğrenince yukarıda bahsettiğim gibi artık ülkemizde 'Kör Tuttuğunu' misali yaşamaya alışmamız gerektiğini anladım.
Aynı GSM Operatörü sadece yolda bulunduğunda dahi alınmayan 50 Krş için iletişimimi kesmiş 49 TL açma kapama bedelini telefonuma yansıtmış 50 Krş olan faturayı fatura ödeme merkezine 3 Lira ödeterek 50 Kuruşluk faturayı ödetmişti.
Başta Cimer olmak üzere ilgili kurumlara iletmeme ve sosyal medya hesabımdan ilgililere bunu duyurmaya çalışmış olsamda kimseyi bu konudan haberdar edememiş ve sonuç alınamamıştı.
Başka bir yaşadığım gariplik ise aynı AVM içerisinde bir mağazanın sattığı aynı marka aynı litre derinliğindeki bir çöp kovasını 99 TL fiyatla satarken alt katta 1 Milyoncu olarak tabir edilen mağazada 190 TL ile satılması vatandaşlarımızın artık kim nerede neyi kazıklayarak satarken nerede neyi daha ucuza sattığını öğrenmek için market market gezmeye başlaması ilgililerimizin hiç dikkatini neden çekmiyor?
Artık sosyal medya platformlarında gruplar oluşturulup nerede ne ucuza satılıyorsa haberleşme yoluna gitmeleri bu milletin kaderi diyerek geçiştirip sessiz kalmak başka bir gariplik değilmidir?
Adeta ticari ahlaksızlıktan yorgun düşmüş bir milletin oluşması gidilen her yerde şikayet ve sıkıntıların anlatıldığı gerçeği yaşanırken, bu milletin çözüm bizde biz harekete geçmeden bu konular düzelmez tavrı yerine bitkin, yorgun, suskun, pasif birer bireyler haline dönüştüğümüz için 'Bu devleti ben mi kurtaracam' mantığının oluşması Türk milleti için artık bir acizlik ve çaresizlik olarak ortadadır.
Siyasi ahlaksızlığın sonuna kadar yaşandığı ülkemizde Ticari ahlaksızlığın bu noktalara gelmesini zamanında konuşmayan bir millet olarak şimdilerde sosyal ahlak ve aile ahlakının çöküşünü film izler gibi izlemeye başlamamız bir şaşkınlık, karamsarlık, umursamazlık değil artık çözümsüzlük noktasına getirmiştir.
Ticari ahlaksızlığın yozlaştığı, çirkinleştiği, kabul edilemez durumların yaşandığı geçmiş dönemlerimizde tedbir alınmamasından dolayı ülkemizin Başkenti olan Ankara ilimizde Adalet dağıtan adalet sarayına uzun süre At,İt,Eşek eti yedirme cesaretini dahi kendinde bularak buna cüret eden ahlaksızların yapmış olduğu ticarette 'Kendim yasak koydum, satmıyorum' deme cüretini gösteren tekel bayii için kim ne diyebilir ki?
Mal benim ister satarım ister satmam kime ne, kim karışır?
Ülkemizde Siyasette, Adalette, Yargıda, Eğitimde, Ticarette güven duygusunu tamamen yitirmiş bir millete verdiğim bu örnekler zayıf kalsada düzelmesi adına bu serzenişim devam edecektir.
Sizce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yürütme sorumlularının ticarete bakış açısındaki gelinen noktaya sadece seyirci kaldıklarını gösteren bu üç beş somut örnek harekete geçirir mi? Tabiki hayır. Ticarette gözünüzün kapalı sıkıntısız günler yaşamanız dileği ile kalın sağlıcakla diyor Kör'ün tuttuğunu misali yaşadığımız ülkede huzurlu geçireceğiniz günlerin gelmesini temenni ediyorum.
İbrahim Erdem Karabulut
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —